23 Eylül 2018 Pazar

Twitter Üzerinden Kadınlara Nasıl Yürünür/Yürünmez

Yazıma başlamadan aşağıdaki tüyoları Twitter harici sosyal mecralarda, tinder gibi aplikasyonlarda da kullanabileceğinizi belirtmek istiyorum.

Yukarıdaki gifin konuyla alakası yok da çok güzelmiş dayanamadım paylaşmak istedim sizinle ❤️🌹💋🍫🍓

Bu tarz yazıları genelde “kazanova” olarak adlandırdığınız “amcı” tipler yazıyor. Bir de kadın gözünden okuyun bakalım.

Yapmamanız gerekenlerden mi, yoksa yapmanız gerekenlerden mi başlasak 🙄 Ortaya karışık söyleyelim madem.

1. DM atmadan sohbeti demleyene kadar mentionlaşacak kadar sabırlı olmak. Bu arada diğer hanımkızlarımıza da yazabilirsiniz elbette. Başka insanlara yazmamanız durumunda “hasta/stalker” deme ihtimalimiz yüksek.

2. Ha bir de sadece kadınlarla mentionlaşıyorsanız, Twitter’ı karı kız tavlamak için kullanıyor diye düşünüyoruz. Bu da artı değil gözümüzde, eksi de olmayabilir bilemiyorum. Twitter ne kadar uygun bunun için soru işareti.

3. Sadece cinsellik içeren tweet atan kadın hesabı nadirdir. Zahmet edip diğer tweetlerimizi de okuyun lütfen. Oralardan yürüyün mümkün olduğunca.

4. Bu söylediğimi ne kadar algılayabilirsiniz bilmiyorum ama cinsellik hakkındaki fikirlerimizi beyan ediyor olmamız, bizim “hafif, kolay elde edilebilir” olduğumuz anlamına gelmiyor. Ayrıca DMden sizinle cinsel hayatımızı konuşmak istediğimiz sonucunu çıkartmasın.

5. Tweet atın. Gündemi takip ediyor musunuz bakalım. Hayat görüşünüze, zevklerinize dair fikrimiz olsun. Oradan da not veriyoruz sizlere zira.

6. Çok exceptional bir erkek değilseniz atlamayacağımızı bilin.

7. Mansplaining ( küçümseyici ve aşağılayıcı tarzda bir şeyler anlatmak ) yapmayın.

8. Hemcinslerinizi itin götüne sokmayın. Siz diğer erkekleri küçümserken içimizden “Ay götüm kendi de erkek” diyoruz.

9. Karşı cinsi de itin götüne sokmayın, eleştirmeyin mümkünse.

10. Kendinizi övmeyin. Bırakın biz içimizden övelim, iltifat edelim. Suratınıza gülümseyip “Kesin öyledir mkduğumun hıyarı” diyoruz.

11. Alkollüyken ve gecenin yarısı yazmayın. Kirpiklerimiz ağrıyor olabilir.

12. Çok modern, avrupai görüneceğim diye de kasmayın. Değilsiniz zira hepimiz bunun farkındayız.

Bu kadar yeterli bence. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Uygularsanız bana teşekkür etmeyi unutmayın.

Hay mk Kahlo bunlarla uğraştırma bizi, ne çok derdiniz, beklentiniz var diyorsanız. Yerinizde olsam escorta giderdim ya da manuel takılırdım.


1 Şubat 2012 Çarşamba

Yatak odasındaki takıntılarımız




Daha sağlıklı bir cinsel yaşam için yatak odasında açıkça konuşmak kadar, ufak tefek takıntılarımızı da yenmemiz önemlidir.
Bazı yatak odaları hep karanlıktır, perdeler sonuna kadar çekilmiş, içeri bir damla ışık sızmaz. Her insanın vücudunda memnun olmadığı bölgeler vardır. Bazı kadınlar soyunmaktan utanırlar. Aslında erkek bu fazlalıkları o kadar sorun etmese de bize reklamlarda, dizilerde lanse edilen fiziğin güzel olduğuna inanır ve utanırız. Üstündeki kıyafetleri çıkartmayan, erkek çıkartmak istediğinde engel olan kadınlar var. Oysaki erkeklerin görsel tahrik olduğunu unuturuz. Ufacık karnımızı, geniş kalçamızı dert ederiz. Son dönemlerde bunu yenmek adına hafif kilolu kadınları kliplerde oynatmaya başladılar neyseki. Az çok bu takıntımızı aştık. Siz siz olun soyunmaktan çekinmeyin. Karşınızdaki erkek te mükemmel olmadığını kendinize hatırlatın.
Erkeklerin de takıntıları var elbette. En büyük sıkıntıları cinsel yaşamda başarısız olmak. Sırf bu takıntısı yüzünden ereksiyon sorunu yaşayanlar var. Geçmişte bir kez olsun bu sorunu yaşayanlar gelecekte de bu sıkıntıyı yaşayacaklarını düşünüp o ana konsantre olamıyorlar. Doğal olarak gene hüsranla sonuçlanan denemeler gerçekleşebiliyor. Bu durumu aşmak isteyenlere o anı yaşamalarını ve sonuç odaklı cinsel ilişki yaşamamalarını tavsiye ediyorum.
Kadınların ve erkeklerin yatak odasında yaptıkları en büyük hata partnerlerinin geçmişi düşünmektir. Daha mı iyiydi, daha mı güzeldi diye kafalarına takarlar. O an bir şeyden rahatsız olan partner zaten söyleyecek ya da uzaklaşacaktır. Herşey iyi güzel ilerlerken bile bu sorulara kendinize ilişkinize yazık etmeyin.
Cinsel hayattaki başarısızılığın bir nedeni de günlük sorumlulukları ve sorunları yatağa taşımaktır. Sosyal yaşantınızı mümkün olduğunca yatak odanızdan uzakta tutun. Bunları düşünmek için bolca vaktiniz var. Bunu ne kadar uzak tutarsanız yatağınızdan o kadar sağlıklı bir cinsel yaşama sahip olursunuz.
Sağlıklı bir cinsel yaşama giden yol partnerinizden çekinmemek, sorunları oturup konuşmak ve ufak tefek takıntınızı büyütmemekten geçiyor. Bunu aklınızdan çıkarmayın.

18 Ocak 2012 Çarşamba

2011-2012 Kış Modası

Ne zamandır kafayı cinsellikle bozmuş gibi sürekli cinsellikle ilgili yazılar yazmışım. Gelelim bu kış nelerin moda olduğuna.

*Son zamanlarda şarap rengine sık rastlar olduk. Esmer tenleri boğacağı için her ne kadar moda olsa da kesinlikle bordoyu tavsiye etmiyorum. Bunun yerine aynı şekilde bu kış gene moda olan sarı rengi bol bol kullanabilirler.


Fotograftaki triko zaradan, ayakkabı da yanlış hatırlamıyorsam eğer inci olması lazım.


*Çok renkli çantalar. Evet artık çantalarımız sadece kahverengi, siyah, lacivertle sınırlı değil. Birçok marka artık rengarek çantalar üretiyor.




*Bu sene her yerde bol renkli kotları görüyorum. Klasik bir insan olarak alıştamadım şu lanet renkli kotlara. Tamam çok cici şeker falan ama sevemedim. Erkekler de bile görür olduk. Eğer illa modaya uyacağım diyorsanız. Kırmızı, sarı, ve koyu yeşil tonlarını öneririm.

Özellikle koyu yeşil olan bordoyla bir üstle müthiş uyacaktır. Ha bir de sarı çanta alıp pkk bayrağı gibi gezmeyin. Modaya uyayım derken siyasi mesaj gibi dolanmayın ortalarda. Biri söyler bozulursunuz :).

Yatak Odasından Konuşulamayanlar

Köşe yazılarımı da burada yayımlamaya karar verdim. İlk yazımı sizlerle paylaşıyorum.


Hepimizin içinde eşimize, sevgilimize, partnerimize sormak isteyip te soramadığı şeyler kalmıştır. Ya cevabından delicesine korkup soramamışızdır. Ya da karşımızda çırılçıplak, savunmasız yatan bedeni kaybetmemek için yutmuşuzdur kelimeleri.

Hani hep derler ya neden Türk kadınları/erkekleri iyi sevişemiyor. İşte tam da bu yüzden bilmiyoruz sevişmeyi. En rahat olanımızın bile aslında kafasında binlerce bariyer var henüz atlayamadığı, bir sürü sorumuz var aklımızda henüz sorulmadık.

Ufak bir araştırma yaptım. En çok merak edilen listesi top on’a kadının orgazm olup olmadığı oturdu. Evet çoğu zaman orgazm olmuyor kadınlar. Partnerlerinin kırılmaması adına birçok kez rol yapıyor. En anlarım diyen kişinin bile anlayamayacağı derecede rol kesenler var. Üzgünüm ama gerçekler bunlar. Kadın daha fazla önsevişme diyemiyor, erkek sonuca yönelmişken. Önsevişmeler yarıda kesiliyor, kadının da zevki hep yarım kalıyor. Çoğu kadın hep yarım. Çoğu kadın yürüyen bir vajinadan ibaret. İşte bu yüzden kadının kadın olma yolunda topuk sesleri yükselmeli diyorum.

Erkekler de çok farklı değil. Fantezilerini dile getiremiyor yanlış anlaşılma korkusuyla hep içlerine atıyorlar. Zaten yaşayamadan da evlenip bir düzen kurma çabası içine giriyorlar ya da itiliyorlar. Kadın desen zaten adı yok. Herşeyi gizli yaşamak ve yaşatmak zorunda. Adım çıkar korkusuyla daha seviştiğini dile getiremeyen kadın yatakta daha da suskun.

Marquis De Sade’ın çok sevdiğim bir sözü vardır. “Herşeyi yaşamadıysan, hiçbir şey yaşamamışsındır.”
Peki nasıl aşılır bu durum? Karşılıklı anlayışlı davranılan durumlarda, sizi damgalamayacak bir partner bulduğunuzda biraz olsun aşabiliyorsunuz. Yoksa sizler de sessiz bir yatak odasına mahkum seneler geçiriyorsunuz. Mutlu ve içinizdeki sessiz çığlıklarla dost olmadığınız güzel seneler diliyorum.

13 Ocak 2012 Cuma

KS'den Neden Ayrıldım

Birkaç sebep var aslında. Madde madde yazacağım. Bir üyeye kızıp kapatmadım hesabı. Genel olarak bir düşüş var KS'de. En önemli sebep kötü paranın iyi parayı kaçırması. Ekonomi okumasanız da ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Yönetime en ufak kızgınlığım yok. Çok iyi, cici insanlar. Az kafalarını ağrıtmadım. Her zaman yardımcı oldular. Bazı şeyler ellerinde değil farkındayım. Buradan hepsine teşekkür ederim.
Beni çok seven üyeler olduğunu biliyorum. Şu zamana kadar iletişime geçmemiş olanlar sağdan soldan bana ulaşabilirler bir şekilde.

*Siteyle ilgili sorunlarım vardı uzun zamandır. Saldırılar bini aşmıştı. Şahsıma bu kadar hakaret edilmesini kaldıramadım. Sosyal hayatımda yakınıma dahi yaklaşamayacak asosyal, ezik, beyinsiz, gerizekalı insanların hakaretlerine he deyip kafa sallayamazdım. Moderatörken de yapmadım bunu. Hesabımı kapatmıştım hatırlarsanız.

*Çok fazla deşifre oldum. Gereksiz çok insanı muhattap aldım. Telefon numaramı da değiştireceğim. Belki msn adresim de değişecek. Gereken üç-beş kişiye vereceğim sadece.

*Dedikodular. Görüntüm hakkında, sosyal yaşantım hakkında bir sürü dedikodu dönmeye başladı. Bunlar da kulağıma geldi çok sıkıldım bu durumdan. Bana sorsalar neyse. Sağda solda beni görmemiş, tanımayan insanlar hakkımda gırla şey uydurmuş. 

*İstediği tepkiyi alamayınca çirkefleşen insanlar ve iftiraları. Bu durum da can sıkıcı olmaya başladı. Ben burada sebilim. Her isteyene vermek zorundaymışım gibi davranan erkekler canımı sıktı. İstediklerini vermeyince çoğu erkek çirkinleşir. Bunlar çirkinleşmeyi aştı iftiralara yöneldi. Sanal alemin gazı işte. Bana bir şey yapamaz mottosu. Eh biriyle az daha mahkemelik oluyorduk.

*Uzun zamandır sanal alemdeyim. Eskiden takıldığım platformlarda değil hakaret edilmesi, siz kelimesini aşamazlardı. Benim yerim burası değil dedim. Kendime azıcık saygım kaldıysa KS'de kalamazdım.

Başka sebepler de var elbette. Sosyal hayatımı düzene sokmalıyım, sorumluluklarım, yapmam gereken şeyler beni bekliyor. Blogumu öksüz bırakmayacağım. Fakat KSye de dönmeyeceğim. Güzel rüyaydı kısa sürsün. Gittikçe kabusa dönüyor çünkü.

9 Ocak 2012 Pazartesi

Türkiye'de Cinsellik ve seks yapan kadın olmak

Yazıya başlar başlamaz "Türkiyede cinsellik tabu. Gidin sevişin canlarım, ciğerlerim. Yıkalım tabuları lölölö!" demeyeceğimi belirteyim.




Şimdi bakın bana bakalım Türkiye'de cinselliğin nasıl yaşandığı hakkında ufak örnekler vereyim sizlere.

Örnek 1:

Bir adamı seversin. Evet seversin sadece hoşlanmazsın. Gerçek bir sevgidir bu. Boş vakitlerinde hobi olarak onu düşünürsün falan. Sonra o adamla başbaşa kalırsın. Seni film izleyelim diye eve çağırmıştır. Anlamazsın ya da anlamazdan gelirsin ne demek istediğini gidersin.

Senaryo 1:
Bakiresindir. Ve film başlar. Yok o film değil. Başka film çevirecektiniz aslında bunu o an anlarsın. Ay benden hoşlanıyor galiba, başbaşa kalmak istedi diye düşünürsün. Çat sana doğru uzanan bir kobra görürsün. Elini ayağını nereye koyacağını bilemezsin. Evet evet kobra. Hani sana kabaran bir şey görmüştü ya arkadaşın falda. İşte o.
Bir an midene kramplar girmeye başlar. Kafanda bir sürü soru döner. İnsan sevdiğini s*ker mi? İç sesin karşı gelir o zaman baban anneni sevmiyor mu diye. Toplumun senden bekledikleriyle ve kendi istekleri arasında boğulursun. O zamana kadar saklamışsındır. I-ıh, mı-ıh dersin. Çocuk huysuzlanır. Israr eder.
Bir şey yapmak zorundasındır. Artık eline mi alırsın duygularını, ağzına mı, vajinana mı, makatına mı? Orası senin kararındır işte. Kalkıp gidebilirsin ama iç ses susmaz. Kaskatı kesilirsin.
Günün ardından acaba arayacak mılarla yaşarsın. İçinde bir dolu pişmanlık yiyip bitirir seni.

Senaryo 2:
Evde film izleme numarasını yutar gibi yapmışsındır. Lakin o ana kadar hep cici kızı oynamışsındır. Gitmeden önce gırla naz, cilve yapmışsındır. İş oraya gelince vazgeçerim. O da bana bağlanır. Namuslu iyi kız der aşık olur hayalleriyle yaşıyorsundur.
Erkek tarafında iş hiç öyle işlemez işte bebeğim. Sen o eve girdiysen bir yerlerini doldurmadan çıkartmazlar. Acı ama gerçekler böyle işte. Sen ona bakarsın, o sana bakar. İki öpmeye, mıncıklamaya yeltenir. Sen uzaklaşırsın. Ama olaylar öyle bir çığrından çıkarki. Senin nazına, kaprisine katlanamaz. Tutar ağzını çatır çatır aman neyse.
Seksten sonra miden bulanır. Hemen uzaklaşmak istersin oradan. Saçın başın darmadığın eve gidersin. Annen nen var der. Duşa girmek istersin. Defalarca her yerini keselersin ama gitmez o leke.
Telefonuna bakarsın zırt pırt. Arayan soran yoktur. Alışmalısın.

Senaryo 3:
Evde film izleme numarasını yutar gibi yapmışsındır. Ve o ana kadar hep kötü kızı oynamışsındır. Gitmeden cilveleşir durursun o erkekle. Sonra eve girersin. Birazdan sevişeceğin yatağı görürsün. Onun eşyalarını incelersin. O lavaboya gider. Sen de üstünü başını kontrol edersin. Dekolteni biraz daha açarsın. O yatağın üzerine tüner, erkeğin gelmesini beklersin.
Film hiç açılmaz. O sana duş almak ister misin diye sorar. Rahat biriysen duşa girersin. Daha yeniysen bu olaylarda duşumu aldım çıkmadan dersin. Araları geçiyorum.
Sonuç olarak ne o seni, ne de sen onu işin düşmedikçe aramazsın. Zaten muhtemelen sen sevgiye, aşka hoşlanma gözüyle bakıyorsundur hep. İçinde bir burukluk olur. Sonra o buruk tat bir birayla geçer gider.









7 Ocak 2012 Cumartesi

Beğendiğim birkaç iç çamaşırı modeli

Geldik fasulyenin faydalarına. İç çamaşırıyla ilgili verdiğiniz cevaplardan ultra zevksiz, pespaye olduğunuzu biliyorum. Bu yüzden agentten birkaç örnek sunayım. Yok artık Kahlo bir sütyene 340 euro veremem derseniz. Vermeyin kardeşim ama haberdar olun. Benzerini bulursunuz.







Dayanamadın çok hoşuma giden iki latex elbiseyi de koyayım dedim.